kokulu kara üzüm

vitis labrusca

Doğu Karadeniz Bölgemiz (kuzey Doğu Anadolu) bitki çeşiği (flora) ve hayvan çeşitliği (fuana) açısından oldukça zengindir.Bölgemizin  subtropikal kuşak etkisinde olması, yüksek dağların,sık bitki örtüsünun etkisiyle lokal olarak coğrafi yönden gerek biyolojik gerekse fiziksel izole bölgesi oluşturması sonucunda zengin tür çeşitliğinin oluşmasına önemli derecede etken olmuştur.Özellikle bölgemize özgü endemik türlerin oluşması işte bu coğrafi ve devamında oluşan biyolojik izalosyonun sonucudur.Burda türlerin kökene, oluşmasına girmeyip,sadece vitis labrusca’yı mümkun olduğunca anlaşılır, özgün bir anlatımla anlatmaya çalışacağim.Türlerin oluşumu ile ile ilgili detaylı bilimsel bir çalışmamı daha sonra yine burdan yayınlayacağim.Şimdi konuyu daha fazla dağıtmadan asıl kononumuz olan vitis labrusca ‘yı tanıtmaya başlayalım.

Bu yazımızda sizlere bölgemiz için önemli bir tür olan vitis labrusca’yı özgün anlatımla ele alıp, fazla bilimsel ve biyolojik terimlere girmeden genel özellikleri, tarımı ,çoğaltılması , sağlık ve tıbbı kullanımları bilimsel  anlaşılır ve özgün bir dil kullanarak anlatmaya çalışacağim. Kısacası çalışmamız bir derleme şeklinde sunulacaktır.

Doğu Karadeniz Bölgesi üzüm çeşitliği yönünden bir gen havuzu niteliğinde olup, yemeklik şaraplık üzümleri ile dünyaca meşhur varyeteleri (alt tür) leri bulundurmaktadır.Ne yazik ki, bu gün ulusal değerlerimiz olan bu türlermizin soyu tükenmekle karşı karşiyadır.Bölgemizdeki üzüm çeşitlerinin sistematiği (sınıflandırılması ve bilimsel isimlendirilmesi) henüz tam anlamıyla tam olarak yapılmış değildir.Üzülerek söylememeliyim ki, bölgemizde yapılan bilimsel araştırmalar çok sınırlı olup hala geleneksel olarak tarımı yapılan yemeklik ve şaraplık üzümlerimizin birçok varyetesi (alt tür) henüz bilim dünyasından habersizdır.

Fiziksel Özellikleri;

Kokulu siyah üzüm yaprak döken, sarılıcı gövdeye sahip ,15 metre ye kadar yükselebilen ve ve oldukça hızlı büyüme ve gelişme gösteren üzüm türleri içinde mantar hastalıklarına en dirençli bir bitkidir.Bölgemizde ortalama 1600 metre rakıma kadar yayılış göstermektedir.Ancak soğuğa karşı oldukça duyarlı olduğundan 700 metre rakıma kadar iyi adaptasyon (uyum) gösterir.Mayıs-Temmuz aylarında çiçek açan bitkimiz,Eylül-Ekim sonlarında meyvaları olgunlaşır.Çiçekleri hermafrodit (erdişi) olup tozlaşma böcekler ve arılar tarafından yapılır.Genellikle toprak seçmemekle birlikte kalkerli drenaji iyi toprakları tercih eder.Kendine has kokosu ve tadı bulunan meyvaları oldukça yüksek oranda şeker ihtiva eder.Olgun meyvaları ortalama %6 ile %16 arasında glikoz içerir.Bu yüzden şeker hastalarının aşırı tüketmesi tavsiye edilmez.Sarılıcı gövdeleriyle yakınlarında bulunan çalı yada ağaçlara tutunarak yaşamaya çalılşır.Bölgemizde en çok kızılağaç üstünde görülmektediir.

Yenilebiir ve Kulllanılabilir Kısımları ;

Kuru ve yaş olarak tüketilebir.Özellikle hasat mevsimi sonunda kurutulup kış aylarında vücudun yüksek oranda enerji ihtiyacını karşılamak için tüketilir.Ayrıca, pekmez, marmelat ve reçel yapılmak  suretiyle uzun vadeli değerlendirilmesi de mümkündür.Taze yaprakları sarma ve dolma yapmak için geleneksel türk mutfağında önemli yer tutar.

Tarımı, Üretilmesi ve Çoğaltılması;

Kokulu kara üzüm, nem yönünden zengin derin ve iyi havalanmış toprakları tercih eder.En iyi büyüme ve gelişme (vegetatif ve generatif büyüme ) kalkerli topraklarda sağlanır.Meyvaların olgunlaşması için yarı yada tam güneş ışığına ihtiyaç duyar.Yani bitkimiz hem iyi güneş alan hemde yarı gölgelik alanlarda büyüme ve gelişim gösterebillir, iyi verim verebilir.Bitkinin genç filizleri ilk baharın geç döneminde yapan aşırı soğuk ve don olaylarında olumsuz etkilenir.Bakım ve budaması bitkinin uyku halinin sürdüğü kış aylarında yapılmalıdır.Aksi taktirde baharda yapılan budamalarda damlama adı verilen aşırı su kaybı ve mantar enfeksiyonlarına karşı aşırı duyarlılığı söz konusu olduğundan bitkimizin kuruması ve dolayısıyla ölmesi kaçınılmaz olur.

Üretme ve çoğaltma genellikle çelikleme (vegatatif) yöntemle yapılmaktadır.Bitkinin yan dalllarından büyüme noktası bulunun genç kısımlarından alınan çelikler toprağa sabitlenmesiyle olur.Çelikleme birebir kopyasını oluşturmak olduğundan iyi verim veren  ekonomik öneme sahip varyete(alt tür) lerin çoğaltılmasında  önemli yer tutar.Bir başka üretme yöntemi tohumla(generatif) çoğaltmadır.Tohumla çoğaltmada dikkat edilmesi gereken husus tohumların belli bir süre( 6 hafta olması tavsiye edilir) soğukta tutulmak suretiyle çimlenme kabiliyetlerinin artırılması ve ardından kışı toprakta geçirecek şekilde ekilmesidir.Takip eden baharda çimlenen filizler seyrekleştirilerek ayrı kap yada poşetlere alınır ve bir yıl boyunuca burda büyümesi sağlanır.Bir yılın sonunda , yerli ırklardan alınan aşı kalemleri ile aşılanmasıyla  çoğaltma işlemi yapılır.Çeşitliliğin  oluşması açınsıdan tohumla çoğaltma çeliklemeye tercih edilir, fakat zor, zahmetli zaman alan bir süreç  olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

Tıbbı kullanımı ve faydaları;

Başta astım olmak üzre solumum yolu enfeksiyonlarında , akciğerdeki nem oranını artırak solunuma yardımıcı olur.Kandaki nitrik asit seviyesini düşürerek kanın pıhtılaşmasını önler  ve bu yolla kalp krizi riskini önemli ölçüde azaltır.Ayrıca üzümde bulunan antioksidanlar damarları tıkayan LDL kollesterolun (kötü kolllestrol) yükseltgenmesini önler.Sabahları aç karına içilen üzüm suyu baş ve migren ağrılarından korur.İçerdiği zengin organik asitler,şeker ve selüloz sayesinde Laksatif (kabızlık giderici) özelliği vardır.Bu nedenle yaşlı ve kronik konstipasyon (kabızlık) rahatsızlığı çeken hastalarda yardımıcı tıp alanında Fito terapi (bitkisel tedavi ) olarak sıklıkla kullanılır.Karın ve bağırsak sistemini güçlendirerek kronik konstipasyonu (kabızlık) önler.İçerdiği zengin nişasta ve organik maddeler sayesinde sindirim sistemi rahatsızlıkları olanlar için şiddetle tavsiye edilir.Zengin demir içeriği nedeniyle hemoglobin (kana kırmızı rengini veren özel bir protein )  sentezini artırarak alyuvarların daha fazla oksijen depolamasına yardımıcı olur.Bu şekilde halsızlık yorgunluk ve bitkinlik şikayetlerinin önemli ölçüde azaltılmasına yardımıcı olur. Ürik asidin asitlik seviyesini düşürerek asidin vucuttan atılmasına yardımcı olur.Böylece böbreklere gelen baskıyı önemli ölçüde azaltarak üriner (böbrek ) sistemin korunmasına yardımcı olur.Yapılan son araştırmalar üzümün meme kanseri riskini önemli ölçüde azalttığı tespit edilmiştir.Üzümde bulunan antioksidanların serbest radikallerle savaşarak alzheimer hastalarında  amiloidal beta polipeptitlerin ( alzheimer hastalığının teşhisinde bakılan kanda bulunan özel bir protein )  seviyesini düşürdüğü ortaya çıkmıştır.Ayrıca yine içeriğindeki zengin antioksidanlar sayesinde sinir sistemi harabiyetlerini önlediği tespit edilmiştir.İçeriğindeki zengin flavonoidler göz ve görme kayıplarını önlemede yardımcı olur.Yapılan son bilimsel çalışmalar  üzümün kanserden koruyan ve kanser riskini önemli ölçüde azaltan bir bitki olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır.

Değerli okuyucular, bir yazımızın daha sonuna geldik, genel olarak fazla bilimsel ve teknik terimlere girmeden buna karşı bilimsellikten uzaklaşmadan her kesimden herkesin rahatlıkla anlayabileceği ve faydalanabileceği,etkili ve anlaşılır bir dil kullanmaya özen gösterdim, lakin anlaşılmayan hususlar yada anlatımını yanlış yaptığımı düşündüğünüz kısımlar varsa yorum bölümünden paylaşabirsiniz.Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle.. esen kalın…

Saygılarımla…

lazbiyolog

Yararlanılan kaynaklar;

02864.pdf erişimi için tıklayın

http://www.pfaf.org/user/Plant.aspx?LatinName=Vitis+labrusca

11 Proven Benefits of Grapes